Dünyamız, küresel ısınmanın etkisiyle giderek küresel çapta bir çevre kriziyle karşı karşıyadır. Tüm insanlık yaşanabilir bir çevreden hızla uzaklaşmakta ve yaşama alanları hızla daralmaktadır. Ülkemiz de bu tehlikeli durumun etkisine girmiş durumdadır.
İklim değişiklikleri, göl ve akarsuların buharlaşarak azalması, yağış rejimlerinin bozulmasıyla birlikte su kaynaklarından yararlanma imkanları azalmakta, insanlığın geleceği tehdit altına girmektedir.
Diğer taraftan su kaynakları azalır ve mevcut kaynaklar sağlıksız hale gelirken; diğer taraftan dünya nüfusu hızla artmaktadır. En önemli yaşam kaynağı olan su, bu vahim değişikliklerle birlikte stratejik önem kazandı. Tarımsal sulamanın artması, sanayide kullanılan suyun gitgide daha fazla kirlenmesi ve şehirleşmenin hızlanması suyun önemini daha bir açığa çıkardı.
Diğer taraftan, dünyadaki küresel ticarî dalga önüne gelen herşeyi ticarileştirirken, içme suyu olarak kullanılan suyu da ticarileştirmek için büyük tröstlerle harekete geçmiş durumdadır. Çok uluslu şirketler suyu ticarileştirme girişimleriyle insanlığın geleceğini tehdit etmektedirler.
Türkiye artan nüfusu ve küresel iklim değişikleri de göz önüne alındığında su kaynakları giderek yetersiz hale gelen bir ülke olmaktadır. Eğer tedbir alınmazsa gelecek yıllarda şiddetle su yoksulluğu yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.
Biz diyoruz ki: Su temel bir insan hakkıdır, asla ticarileştirilmemelidir! Buna insanlık olarak müsaade edemeyiz, etmemeliyiz!
Onun için HAK-İŞ/OLEYİS SENDİKASI olarak diyoruz ki;
Su kaynaklarının yok edilmesine, çevresel kirlenmeye, küresel ısınmaya karşı hep birlikte sorumluluk almamız kaçınılmazdır.
Çevreye duyarlı sendikalar, sivil toplum örgütleri olarak “Geleceğimiz Suyumuza bağlıdır” anlayışıyla toplumsal bilinç, farkındalık ve duyarlılık oluşturmak, için, harekete geçelim.
Çünkü geleceğimiz suyumuza bağlıdır.
Vedat BÖKE
OLEYİS SENDİKASI GENEL BAŞKANI